DOLAR 38,8823 0.12%
EURO 43,7505 -0.05%
ALTIN 4.023,12-0,15
BITCOIN 4102977-0.25484%
Ankara
20°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda 32 Filistinli hayatını kaybetti
  • Turkhabertv.com
  • Dünya
  • İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda 32 Filistinli hayatını kaybetti

İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda 32 Filistinli hayatını kaybetti

ABONE OL
07/05/2025 15:37
İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda 32 Filistinli hayatını kaybetti
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İsrail ordusunun sabah saatlerinden bu yana Gazze Şeridi’nin farklı bölgelerine düzenlediği saldırılarda 32 Filistinli öldü, çok sayıda kişi yaralandı.

Hastane kaynaklarından alınan bilgiye göre, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus kentinde bir eve düzenlediği hava saldırısında biri çocuk 8 Filistinli yaşamını yitirdi.

İsrail ordusunun Han Yunus’un doğusundaki Bani Süheyla beldesinde bir eve düzenlediği bombardımanda 2 kişi hayatını kaybetti.

Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah kentinde yerinden edilenler için kurulan Munasıra kampının hedef alındığı İsrail hava saldırısında, biri çocuk 3 Filistinli yaşamını yitirdi.

İsrail’in Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı’nın Tel ez-Zater bölgesinde bir eve düzenlediği hava saldırısında 3 Filistinli öldü, çok sayıda kişi yaralandı.

İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Gazze kentinin doğusunda yer alan Tuffah Mahallesi’nde yerinden edilenlerin sığındığı “El-Kerame” okulunu hedef aldığı saldırıda 16 Filistinli yaşamını yitirdi.

Vurulan okulun enkazında hâla çok sayıda kişinin bulunduğu belirtiliyor.

Görgü tanıkları, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Nusayrat Mülteci Kampının kuzeyindeki konutları yıkmaya devam ettiğini kaydetti.

İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırıda bir Filistinli gazeteci daha hayatını kaybetti

Gazze hükümetinin medya ofisinden yapılan açıklamaya göre, İsrail ordusunun Gazze kentinin doğusundaki Tuffah Mahallesi’nde düzenlediği saldırıda gazeteci Abdu’nun yaşamını yitirdiği belirtildi.

Medya ofisinin verilerine göre, İsrail ordusunun 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden gazetecilerin sayısı 213’e yükseldi.

İsrail’in Gazze’ye saldırılarında can kaybı 52 bin 653’e çıktı

Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in Gazze’de devam eden saldırılarında yaşanan can kayıpları ve yaralanmalara ilişkin son bilgiler paylaşıldı.

Son 24 saatte Gazze’deki hastanelere 38 ölü ve 145 yaralının getirildiği kaydedildi.

İsrail ordusunun Gazze’de 19 Ocak’ta varılan ateşkesi bozarak 18 Mart’tan bu yana düzenlediği saldırılarda 2 bin 545 Filistinlinin hayatını kaybettiği, 6 bin 856 kişinin de yaralandığı belirtildi.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne 7 Ekim 2023’ten beri düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısının ise 52 bin 653’e, yaralıların sayısının da 118 bin 897’ye yükseldiği bildirildi.

Gazze Şeridi’nde enkaz altında hâlâ binlerce ölü olduğu belirtiliyor.

İsrail ablukası nedeniyle Gazze’de çökmenin eşiğine gelen hastanelerde hastalar ölümle karşı karşıya

Gazze’deki hükümetin medya ofisinden 5 Mayıs’ta “Acil Uyarı” başlığıyla yayımlanan açıklamada, “Gazze Şeridi’ndeki hastaneler, İsrail işgalinin uluslararası kuruluşların yakıta ulaşmasını engellemesi ve ablukayı sürdürmesi nedeniyle 48 saat içinde çöküşün eşiğine gelecek.” ifadelerine yer verildi.

İsrail’in, Gazze’de uluslararası ve Birleşmiş Milletlere ait kuruluşların hastaneler için tahsis edilen yakıt depolarına erişimini engellemesi nedeniyle binlerce hasta ve yaralının hayatlarını tehdit eden bir “felaketin eşiğinde” olduğu belirtildi.

“Tehlike çanları çalıyor”

Yakıt sıkıntısı nedeniyle “tehlike çanlarının çaldığı” hastanelerden biri de Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah kentindeki Aksa Şehitleri Hastanesi. Yakıt ve yedek parça sıkıntısı nedeniyle, hastanedeki sağlık hizmetinin durmasından endişe ediliyor.

Aksa Şehitleri Hastanesi Sözcüsü Halil Dekran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun, yakıt girişine izin vermemesinin, özellikle hastanelerde kritik öneme sahip “yoğun bakım, kalp damar cerrahisi, ameliyathaneler, diyaliz ve yeni doğan üniteleri ile laboratuvarlar ve görüntülemelerin yapıldığı radyoloji bölümlerini” tehdit ettiğini söyledi.

Yakıt sıkıntısının, ambulansların da İsrail’in hedef aldığı yerlerdeki yaralılara ulaşamaması anlamına geldiğini aktaran Dekran, “İsrail ordusu, şuan tüm hastaneleri hizmet dışı bırakıyor ve hedef alınan yerlerdeki yaralıları da ölüme terk ediyor. Yakıt girmez ve hastane içindeki birimlere elektrik verilemezse bu, hasta ve yaralıların idam hükmü anlamına gelir.” dedi.

İsrail’in 2 ayı aşkın süredir, ilaç ve tıbbi malzeme girişine izin vermediğini ve şuan faaliyetteki hastanelerin bile yaşanan bu ilaç sıkıntısından ötürü tam hizmet veremediğini kaydeden Dekran, “Bu durum böyle devam ederse gerçek bir sağlık felaketiyle karşı karşıya kalacağız. Durum çok tehlikeli. O yüzden iş işten geçmeden ilgili kurumlara, sınır kapılarını açması ve Gazze’ye yakıt ve ilaç girişine izin vermesi için İsrail’e baskı yapma çağrısında bulunuyoruz.” diye konuştu.

Hastanelerde her şey elektriğe bağlı

Hastanede tedavi gören küçük kızına refakat eden anne Neval Ebu Ruveyda da hastanelerin hizmet dışı kalmasından duyduğu endişeyi, “Evlerdeki elektrikleri kesmişlerdi, şimdi hastaneler de mi karanlıkta kalacak. Oksijen tüplerine bağlı olanlar nasıl nefes alacak. Yoğun bakımdakiler ne yapacak. Kısacası ölecekler. Yavaş yavaş herkes ölecekler, kimse kalmayacak. Elektrik sıkıntısı pek çok bölümü etkiler, suni teneffüs cihazına bağlı olanlar, ameliyathanedekiler, yoğun bakımdakiler, diyalize giren böbrek hastaları. Hastanede her şey elektriğe bağlı.” ifadeleriyle anrlattı.

Refakat ettiği kızının hiçbir şey yiyip içmediğini ve çok bitkin olduğunu dile getiren anne Ebu Ruveyda, “Gazze’de yiyecek hiç bir şey kalmadı. Olan da çok pahalı. Biz yemeyip aç dururuz da bu çocuklar nasıl duracak. Biz kendimizi kandırırız, ama onları nasıl kandıracağız. Onları kimse kandıramaz. Sürekli anne bunu, anne şunu istiyoruz diyorlar.” dedi.

Kassam Tugayları: Han Yunus’ta düzenlenen saldırıda İsrail askerlerinden ölen ve yaralanan oldu

Kassam Tugayları’ndan yapılan açıklamada, “Han Yunus’un doğusunda bir mayın tarlasının patlatılması ve bölgenin havan toplarıyla vurulması sonucu Siyonist birlikten ölen ve yaralananlar oldu.” ifadesine yer verildi.

Açıklamada, Han Yunus’un doğusunda hedef alınan bölgede imha edilmiş zırhlı aracın İsrail güçleri tarafından çekildiği ve tahliye için bölgeye helikopterlerin indiği kaydedildi.

ABD Başkanı Trump, Gazze’deki 24 esirden 3’ünün hayatını kaybettiğini açıkladı

ABD Başkanı Trump, Beyaz Saray’da basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu.

Hamas tarafından tutulan 24 esirden 3’ünün öldüğünü belirten Trump, kalan 21’inin ise yaşadığını düşündüklerini aktardı.

Trump, ölenlerin kimliklerine dair bilgi paylaşmazken yaşayanlar arasında bir ABD’linin olduğu değerlendiriliyor.

İsrail makamları, Gazze’de 24’ü sağ 59 İsrailli esirin bulunduğunu belirtmişti. Öte yandan, İsrail hapishanelerinde 9 bin 900’den fazla Filistinli bulunuyor.

İsrail, 18 Mart 2025’te, 19 Ocak 2025’te yürürlüğe giren ateşkes ve esir değişimi anlaşmasından tek taraflı çekilmiş ve Gazze’ye yönelik soykırım savaşını yeniden başlatmıştı. Hamas ise anlaşmanın tüm maddelerine bağlı kalmıştı.

Hamas: Fanatik Yahudilerin saldırılarının arttığı Mescid-i Aksa’nın kurtarılması gerekiyor

Hamas Siyasi Büro Üyesi ve Kudüs İşlerinden Sorumlu Yöneticisi Harun Nasrettin yaptığı yazılı açıklamada, “Fanatik Yahudilerin hükümet yetkililerinin de katılımıyla Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılarını artırması ve daha fazla saldırma çağrısı yapan yeni bir bildirinin yayınlanması, işgalcilerin Kudüs şehrine yönelik din savaşının devamı ve kutsal mabedi ele geçirip Yahudileştirme yarışıdır.” ifadelerini kullandı.

İsrail hükümetinin fanatik Yahudilere verdiği destek ve korumanın, hiçbir dini veya tarihi kaygıyı umursamadığını gösterdiğine dikkati çeken Nasrettin, İsrail’in kutsal mekanlara karşı açık saldırganlığını sürdürmek için Arap ve İslam halklarının suskunluğundan faydalandığını kaydetti.

Fanatik Yahudilerin bu saldırganlığının Müslümanların duygularını provoke eden apaçık bir meydan okuma olduğunu belirten Nasrettin, “Mescid-i Aksa’yı zamansal ve mekânsal olarak bölmeyi hedefleyen yeni bir statükoyu dayatmayı hedefleyen bu duruma karşı halk ve resmi düzeyde harekete geçilmelidir.” değerlendirmesinde bulundu.

Nasrettin, işgal altındaki Batı Şeria’da yaşayan Filistinliler ile İsrail vatandaşı Filistinlilere Mescid-i Aksa’yı boş bırakmama çağrısı yaparak, Arap ve İslam dünyasının da Mescid-i Aksa’ya karşı dini ve milli sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.

Filistin basınında, onlarca fanatik Yahudi’nin Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlediği görüntüleri yer almıştı.

Aktivistlerin sosyal medyada paylaştığı görüntülerde, İsraillilerin Mescid-i Aksa’nın avlularında Talmudik ritüeller yaptığı görülüyor.

Mescid-i Aksa baskınları

Mescid-i Aksa, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994’te imzalanan barış antlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.

İsrailliler, 2003’ten bu yana idarenin izni olmadan İsrail’in tek taraflı kararıyla polis eşliğinde kutsal mabet Mescid-i Aksa’ya giriyor. Bu girişleri baskın olarak nitelendiren Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğinin ihlal edildiğini vurguluyor.

İsrailliler, içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu’s Sahra’nın yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında, “Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu” iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor.

İsrail yönetimi, Mescid-i Aksa’da “sadece Müslümanların ibadet edebildiği diğer dinlerin mensuplarınınsa sadece ziyaret edebileceği” tarihi statükonun korunduğunu savunuyor.

Ancak fanatik Yahudilerin, İsrail polisi korumasında Aksa’ya düzenledikleri baskınlarda dua etmeleri ve dini ritüeller icra etmeleri sıkça kameralara yansıyor.

Uluslararası Af Örgütü, İsrail’i Gazze’deki operasyonlarını genişletme kararını iptal etmeye çağırdı

Uluslararası Af Örgütünden yapılan açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Gazze’deki işgali genişletme planının uluslararası hukukun ihlali olduğu belirtildi.

Açıklamada, “İsrail hükümeti derhal işgal ve abluka altındaki Gazze’de Filistinlileri zorla yerinden etme ve topraklarını ilhak etme planları da dahil yakın zamanda açıklanan tüm askeri operasyonları genişletme planlarından vazgeçmeli. Bu uluslararası hukuku ciddi şekilde ihlal edecektir.” ifadeleri kullanıldı.

İsrail’in Gazze’deki saldırılarının bölgedeki Filistinlilere onarılamaz zararlar verdiği kaydedilen açıklamada, Gazzelilerin yerinden edilmesinin savaş suçu sayılacağı vurgulandı.

Sivillere yönelik sistematik saldırıların insanlık suçu olduğuna işaret edilen açıklamada, Gazze’nin yüzde 70’inde zorunlu yerinden etme kararlarının uygulandığı belirtildi.

Açıklamada, Gazze’ye yönelik insani yardımların İsrail tarafından kontrol edilip dağıtılması planlarına da tepki gösterilerek, “Bu durum bağımsız ve ayrım gözetmeksizin yapılan insani yardımları baltalayacaktır.” değerlendirmesi yer aldı.

İsrail’in Gazze’ye yardım girişini engellemesinin “toplu cezalandırma” olarak nitelendirildiği açıklamada, bu durumun aynı zamanda uluslararası insancıl hukukun ihlali olduğuna da dikkati çekildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Uluslararası Af Örgütü yöneticisi Erika Guevara Rosas, “İsrail’in iki aylık ablukanın ardından zaten yıkıcı olan askeri operasyonlarını artırma, Gazze’deki yasa dışı işgalini genişletme ve Filistinlileri zorla yerinden etme niyetini açıklaması, aylardır devam eden soykırımın ortasında hayatta kalmaya çalışan Gazzelilerin yok oluşuna gidecek yolu açan son darbe olabilir.” değerlendirmesinde bulundu.

Rosas, İsrail hükümetinin son planının uluslararası hukuku tanımamazlık olduğunu vurgulayarak, “İnsani yardımları bir silah olarak kullanmak, onları zorla yerinden etmeyi sağlamak için kullanmak, ayrımcı bir anlayışla yardım dağıtmak uluslararası hukukun ihlalidir.” ifadelerini kullandı.

Uluslararası toplumu İsrail’in kararlarını reddetmeye davet eden Rosas, İsrail’i Gazze’deki operasyonlarını sona erdirmeye çağırdı.

UNESCO’nun Dünya Basın Özgürlüğü Günü etkinliğinde öldürülen Filistinli gazetecilere dikkati çekildi

UNESCO, bu yılki Dünya Basın Özgürlüğü Günü etkinliğini “Cesur Yeni Dünyada Habercilik – Yapay Zekanın Basın Özgürlüğü ve Medya Üzerindeki Etkisi” teması altında Brüksel’de düzenledi.

Etkinlikte konuşmacılar, Gazze’de öldürülen gazetecilere de dikkati çekti.

Gazetecileri, siyasetçileri, medya profesyonellerini ve sivil toplum aktörlerini bir araya getiren etkinlikte, yapay zekanın basın özgürlüğünü ve demokratik değerleri zayıflatmak yerine güçlendirmesini sağlamanın yolları görüşüldü.

Etkinlikte yapay zekanın gazetecilik üzerinde dönüştürücü bir etkisi olduğunun ifade edilerek, bu teknoloji sayesinde daha fazla verimlilik, çok dilli erişilebilirlik ve gelişmiş veri analizi sağlandığı belirtildi.

Bu gelişmelerin riskler de barındırdığının vurgulandığı etkinlikte, yapay zeka tarafından yanlış bilgi ve dezenformasyon yayılabildiği, gazetecilik içeriği ve medya sürdürülebilirliği için adil ücretlendirme konusunda endişelere yol açtığı kaydedildi.

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan UNESCO Genel Direktörü Audrey Azoulay, geçen yıl 82 Filistinli gazetecinin ölümünü kayıt altına aldıklarını belirtti.

Azoulay, “Çatışma ve kriz bölgelerinde gazetecileri savaş muhabirliği konusunda eğitmek ve onların ekipmanla tespitini sağlamak için çalışıyoruz. 2021’den bu yana Küresel Medya Savunma Fonu için seferber edilen 4 milyon dolar, dünya çapında yaklaşık 5 bin savaş muhabirini desteklememizi sağladı.” diye konuştu.

Audrey Azoulay, “Ayrıca gazeteciliğe karşı işlenen suçların cezasız kalmasıyla mücadele etmek için de çalıştık.” dedi.

Gazetecilere karşı işlenen suçların soruşturulmasının gerekliliğine işaret eden Azoulay, “Gazeteci cinayetlerinin cezasız kalma oranının, hala çok yüksek olmasına rağmen azaldığını görmekten mutluluk duyuyoruz. 2012 ile 2024 arasında yüzde 10 oranında azaldı. Bu bir iyileşme, ancak hala çok yüksek.” değerlendirmesinde bulundu.

Etkinliğe görüntülü mesaj gönderen BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de “Çatışma bölgelerinde, özellikle Gazze’de öldürülen gazeteci sayısında keskin bir artış görüyoruz.” ifadesini kullandı.

Guterres, yapay zekanın insan haklarıyla tutarlı ve gerçekleri ön planda tutan bir şekilde şekillendirilmesi gerektiğini vurguladı.

AB Komisyonunun Teknolojik Egemenlik, Güvenlik ve Demokrasiden Sorumlu üyesi Henna Virkkunen de video mesajında şunları kaydetti:

“2024’te rekor sayıda gazeteci öldürüldü. Bunların büyük çoğunluğu Gazze’deki muhabirlerdi. Hiçbir yerde gazetecilerin öldürülmesine karşı hoşgörü veya cezasızlık olmamalı. Gazetecileri Koruma Komitesi, 2024’te dünya çapında 124 gazetecinin öldürüldüğünü belgeledi. Bunların 82’si Filistinliydi.”

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.