Yağlı güreş tarihinin adları silinmez efsanelerinin isimleri, altın kemeri takamasalar da yıllardır dilden dile dolaşıyor.
Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin yenilmez isimleri “Rakipsiz” Kel Aliço, “Cihan Pehlivanı” Koca Yusuf, “Sultanın Aslanı” Adalı Halil, “Yenilmez” Kurtdereli, zamana da yenilmeyen başpehlivanlar olarak tarihe isimlerini yazdırdı. spinlira
663. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri, 4 Temmuz Perşembe günü ön eleme müsabakalarıyla Sarayiçi Er Meydanı’nda başlayacak. Bu yıl lig usulü nedeniyle bazı pehlivanlar er meydanına erken çıkacak.
Geleneği cuma namazı sonrasında başlatılması olarak bilinse de son dönemde pehlivan sayısının fazlalığı nedeniyle Kırkpınar’daki sayıyı azaltmak amacıyla lig usulüne dönüldü.
Bu nedenle 28 başpehlivan cumartesi günü 40 başpehlivanın arasına yer almak için perşembe günü kol bağlayacak. 7 Temmuz Pazar günü başpehlivanın seçileceği güreşlere kadar organizasyon devam edecek.
Kimi zaman cazgırın manisinde dile gelen, kimi zaman bir pehlivanın duasıyla anılan “rakipsiz” Kel Aliço, “cihan pehlivanı” Koca Yusuf, “Sultanın Aslanı” Adalı Halil, “yenilmez” Kurtdereli, Kırkpınar’da ölümsüzleşen efsanelerden.
Edirne Belediyesinin 1960 yılında başlattığı altın kemer uygulamasına yetişemeseler de efsaneleri her yıl büyüyerek süren babayiğitler, idol olarak her pehlivanın gönlünde yatıyor.
Her biri farklı bir özelliğiyle ve hakkıyla aldığı namı salmaya devam eden, Kırkpınar’ın yanı sıra dünyadaki güreşleriyle efsaneleşmiş isimler şöyle:
1844 yılında Plevne’de doğdu. Deliorman bölgesinin sert havasıyla güçlenen Kel Aliço, Kırkpınar’daki etkisiyle sarayın dikkatini çekti.
Sultan Abdülaziz’in pehlivanı Kavasoğlu İbrahim’e iyi bir rakip bulunması amacıyla başlatılan çalışmayla saraya gitti ve mahareti sayesinde saray başpehlivanı oldu. Kel Aliço, padişah Abdülaziz ile de güreşti.
Kırkpınar’da başpehlivanlığı 27 kez üst üste kimseye kaptırmayan ve “Ustaların ustası” namıyla bilinen Kel Aliço, Kırkpınar’da fenomen olan efsanelerin en ünlüsüdür. İnatçılığı ve acımasızlığıyla bir namı da “gaddar” olan Kel Aliço, el ense ve tırpan ustasıdır.
Çırağı Koca Yusuf’un meydan okumasıyla son meydana çıkışında Kel Aliço’nun yaşı 70, çırağı Koca Yusuf’un yaşı ise 45’ti. Yaşına rağmen uzun süre güreş tuttuğu çırağını yendi. Koca Yusuf’un elini öpmesi ile güreşte jübilesini o gün yaptı.
Saçının azlığından dolayı “kel”, güreşteki sertliğinden “gaddar” olarak anılan efsane güreşçi, 75 yaşında daha sonra adı verilecek İpsala’nın Kel Aliço Pehlivan köyünde vefat etti.
Şumnu kentinde 1857 yılında doğdu. Atadan güreşçi Yusuf pehlivan, Dursun pehlivan ve Kel İsmail’den ilk güreş eğitimini aldı.
Kırkpınar’ın rekoru kırılamayan başpehlivanlarından Kel Aliço ile güreşinde berabere kaldı. Kırkpınar’a ilk kez 1882 yılında katıldı.
Namı arttıkça hem Fransa hem de ABD’de güreşlere davet edildi. Orada da meydanı rakiplerine dar eden Koca Yusuf, 1898’de ABD’deki bir güreşten dönerken bindiği geminin Sable Adası’nda batması sonucu yaşamını yitirdi.
“Türk gibi güçlü” sözü Koca Yusuf’un güreşlerini seyreden Fransızların deyimleri arasına girdi.
Adaiçi köyünde 1866 yılında doğan Adalı Halil, harman yerinde akranlarını yenerek başladığı güreşte önce köy düğün meydanlarında, daha sonra da Kırkpınar meydanında boy gösterdi.
Kel Aliço’yla 5 buçuk saat yaptığı güreş, kendisine Aliço’nun çırağı olması noktasında başarının kapısını araladı. Kel Aliço’dan öğrendiği taktiklerle hem yurt içi hem yurt dışında meydanı rakiplerine dar etti, 18 kez Kırkpınar başpehlivanı oldu.
“Sultanın Aslanı” ve “Edirne Aslanı” olarak anılan Adalı Halil, Koca Yusuf’un estirdiği deniz aşırı namı devam ettirdi. Paris ve Viyana’daki namlı güreşlerinin yanı sıra, Şikago’da rakibinin kemiğini kırmasıyla daha da ünlendi.
Güreşi bırakması sonrası Edirne Tütün İdaresi’nde müstahdemlik yapan Adalı Halil, 1927’de vefat etti.
Kurtdereli Mehmet, Osmanlı topraklarından olan şimdilerde Bulgaristan sınırları içindeki Tırnova’da 1872 yılında doğdu.
Adalı Halil ve Kara Osman’ı 1899 Kırkpınar Güreşleri’nde yenerek başpehlivan oldu. Avrupa’da güreşen Kurtdereli Mehmet, dünya şampiyonu oldu.
Sultan 2. Abdülhamit ve Sultan Mehmet Reşat’ın madalya ile ödüllendirdiği Kurtdereli, 1911 yılında Taksim Talimhane Güreşleri’nde rahatsızlıklarına rağmen İngiliz, Hollanda ve Macar güreşçileri yenerek “Cihan Şampiyonu” unvanını kazandı. Son güreşlerini bu yılda yapan Kurtdereli, kispetini Kabe’ye bir pehlivan aracılığıyla yollayıp, er meydanlarından çekildi.
Güreşten sonra başhakemlik yapan Kurtdereli’nin Anadolu Ajansı’na verdiği mülakatta, “Güreşirken bütün Türk milletini arkamda hisseder ve onun şerefini korumak için her şeyi yapardım. Sanki bütün Türk milletinin kuvvetinin arkamdan dayandığını hissederdim.” sözünü okuyan Büyük Önder Mustafa Kemal, Kurtdereli’ye yazdığı övgü dolu mektup ile 1000 lira para ödülü bulunan zarfı kendisine Salih Bozok ve Kılıç Ali vasıtasıyla gönderir.
Kurtdereli, Atatürk’ün mektubunu gözyaşlarıyla okur.
Namlı bu pehlivanların dışında iri cüssesiyle anılan Filiz Nurullah, Hergeleci İbrahim, Çolak Mümin Molla, Er Sultan, Filibeli Kara Ahmet, Hançoğlu İbrahim, İpçi Hüseyin, Kara Ahmet, Katrancı Mehmet, Kavasoğlu İbrahim, Kazıkçı Kara Bekir, Nakkaşlı Eyüp, Şamdancıbaşı Kara İbo da hala hem taktikleri hem de kişilikleriyle güreş camiasında konuşulan isimler arasında yer alıyor.
GÜNDEM
04 Ekim 2024GÜNDEM
04 Ekim 2024GÜNDEM
04 Ekim 2024GÜNDEM
04 Ekim 2024GÜNDEM
04 Ekim 2024GÜNDEM
04 Ekim 2024GÜNDEM
04 Ekim 2024